Eski Çağ dinlerinde, özellikle rahiplerin tanrılara yakınlaşmaya hazır olmalarını sağlamaya yarayan bir yoldu.
Helenistik Dönemin inançlarına göre, tanrılar bir takım kutsal öğretileri ancak oruç tutan kişilere vahiy yoluyla gönderirlerdi.
Bazı eski kültürlerde ise oruç, öfkelenen tanrıları teskin etme gibi amaçlara yönelikti.
Sibirya Tungu şamanları ise, ruhlarla ilişki kurabilmek için oruç tutarlardı.
Bütün dinlerde, belirli zamanlarda oruç tutma geleneği vardır.
Buddha rahipleri, gene belirlenmiş günlerde oruç tutarak günahlarını itiraf ederek, arınacaklarına inanırlar.
Hindistan’da Sadhular gene günahlarından arınmak için oruç tutarlar.
Çin’de göksel Yang ilkesinin başlamasından önce belirli bir süre oruç tutulur.
Hristiyanlık’ta, Protestan kilisesi her ne kadar oruç tutmayı insanların kendi isteklerine bırakmışsa da, Katolikler ve Ortodokslar, 40 günlük büyük perhizde ve Noel’den önceki Advent döneminde oruç tutarlar.
Yahudiler de özellikle Kefaret Günü olan Yom Kippur’da oruç tutarlar.
İslam öncesi dönemde de Araplar oruç tutmaktadır. Görüldüğü gibi, çok Tanrılı dinlerde oruç farz olduğu gibi, semavi dinlerin sonuncusu ve bozulmamış gerçek ve tek din olan İslam’da da farz.
Bakara / 183. Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.
|