THY Skylife
Eski devirlerde "karlık" ya da diğer adıyla " karsambaç" yaz aylarının bir numaralı tatlısıydı. Dağda saklanmış kar, reçel ya da şerbetlerle süslenince ortaya harika bir lezzet çıkıyordu.
II. Beyazıt döneminde, gerekli karların temini için İstanbulda saraya bağlı olarak çalışan Karhane-yi Âmire kuruldu. Osmanlıda kar ve buz, yüksek yaşam kalitesi süren saray sakinleri için çok önemliydi ama sadece sarayla sınırlı kalmadı, İstanbul halkı tarafından da yaygın olarak kullanıldı.
Bugün Fethiye, Kastamonu, Çankırı gibi yörelerde hâlâ sevilerek tüketilen soğuk tatlı karsambaçı, bugünkü dondurmanın Anadoludaki atası olarak düşünebiliriz. Karsambaç kışın taze temiz karın, yazın da rendelenmiş buzun üzerine pekmez, şıra, portakal şurubu ya da vişne şerbeti gezdirilmesiyle elde edilen bir tatlıdır, yani bir tür buz lapasıdır aslında
Yörüklerin dağdaki mağaralarda sakladığı karlar düze indirilir, tercihe göre istenilen şeyle karılarak tatlandırılır ve yazın sıcak günlerinde kâselerle satılırmış. Kış mevsiminde ise yağan taze karla kolaylıkla yapılır, sıcacık odalarda sevilerek tüketilirmiş.
Yaz mevsiminin tatlıları - o zamanlar şeker bulmanın zorluğu da göz önüne alınırsa- azıcık pekmezle yapıldığından nispeten şekeri az, hafif olurdu. Rumeli'nde ekşi meyvelerle yapılan "paluze" ya da "peluze" Karadeniz kıyılarında kara yemişle yapılırdı. Ege kıyılarının yaz tatlısı soğuk lorun üzerine dökülen kara duttu.
Şimdilerde Mersin, Adana ve Antakyada yaşayanlar, yaz aylarında Toroslardan getirilen kara nişasta ve şerbet ekleyip bici bici yapıyor ve bu lezzetle bir güzel ferahlıyorlar.
|