|
|
Mehmet Erişdi, MGA Yapım |
|
Banu Atabay
Yazar
Kayıt: 26.05.2005
Mesajlar: 1489 Şehir: Beşevler ÇANKAYA |
Kısa URL: https://ml.md/lc71288
Gönderme Tarihi: 01.Oca.2012
2,805 defa indirildi / yazdırıldı
|
https://mgayapim.com
BA Mehmet Erişdi beyle görüşüyoruz. Kendisini dizilerden tanıyoruz, "Unutma Beni", "Bizim Evin Halleri", "Affet Beni", "Deniz Yıldızı", deniz yıldızı haftalık zannediyorum?
ME Hayır o da günlük.
BA Dizilere geçmeden önce kısaca sizi tanıyabilir miyiz, kaç senedir bu işi yapıyorsunuz?
ME 1991 yılının Martından beri bu işin içindeyim. İletişim fakültesi mezunuyum. Reji asistanlıkları, yapım asistanlıkları yaptım, birçok film ve dizi projesinde çalıştım. Sonra da kendi firmamızı kurduk.
BA Kaç senedir kendi firmanızın başındasınız?
ME 2002 yılından beri kendi firmamın başındayım.
BA Eşinizle aynı sektörde çalışıyorsunuz, bunun kolaylıkları ya da zorlukları var mı?
ME Hem çok zor, hem çok kolay. Kolay çünkü birbirimizin her halinden anlıyoruz. Bizim işimiz çok mesaisi olan bir iş değil. Bir tane çocuğumuz var 7 yaşında, annesinden çok ben büyüttüm diyebilirim. Bunu eleştirmek adına söylemiyorum, çünkü Günsel hanımın yoğunluğu ve sorumluluğu benimkinden çok daha fazla. O'nun mesai kavramı benimkinden daha uzun. Ben patronum belki onun etkisiyle zaman konusunda daha rahatım. Günsel hanım başka sektörden biri ile evli olsaydı eşi buna tahammül etmezdi. Aynı şekilde ben de başka sektörden biri ile evli olsaydım çok zor olurdu. Çünkü bizim hayatımızda düzen diye bir şey yok, Cumartesi, Pazar yok, gece gündüz yok, iş neyi gerektiriyorsa onu yapıyoruz. 14 yıldır süren mutlu bir evliliğimiz var.
BA Allah nice senelere erdirsin İnşallah.
ME İnşallah.
BA Arkası yarın mı deniyor, pembe dizi mi deniyor, nasıl ifade ediliyor bilmiyorum. Günlük dizi çekmek nereden aklınıza geldi?
ME Daha önce "Ferhunde Hanımlar" vardı...
BA Doğru o da günlük diziydi.
ME Eşim de, ben de Ferhunde Hanımları yapan firmada çalışıyorduk. Daha sonra Ferhunde Hanımları yazan arkadaşlarla "Bizim Evin Halleri" dizisini yaptım. Alıştık, sonra da talep hep o yönde oldu. Bir işi iyi yaparsanız gelen talepler de o yönde oluyor. Zaman zaman biz de haftalık diziler, sinema filmi yapmayı düşünüyoruz ama şimdilik günlük dizilerle devam ediyoruz. Bizim için önemli olan işin iyi yapılması. Aslında çok büyük bir farkı da yok günlük ya da haftalık dizi yapmanın.
BA Sanki günlük dizilerde konular biraz uzatılıp esnetiliyor?
ME Öyle de çok değil. Günlük dizilerde haftalık dizilere nazaran çok daha fazla olay oluyor, çok daha fazla konu işleniyor. Haftalık dizilerde genelde tek bir olan ya da en fazla iki olay üzerinde döner. Biz günlük dizilerde bunu üç olaya çıkararak süreyi uzatıyoruz. Bazen de 4 farklı öyküyü işleyerek süreyi dolduruyoruz ama bu konuyu uzattığımız ya da sündürdüğümüz anlamına gelmiyor. Kimseye çamur atmak istemem ama, bu gün izlenen bir çok diziden daha tempolu ve kaliteli daha fazla olay olup hızlı ilerleyen diziler yapıyoruz. Seyirci de bunun farkında ve seyrediyor.
BA Bir bölümü ne kadar sürede çekiyorsunuz, çünkü günlük dizi olduğu için çabuk davranmak zorundasınız.
ME Tabi, daimi olarak iki ekiple çalışıyoruz. Aynı filmi iki ekip aynı anda çektiği için işi paylaştırmış oluyoruz. Haftada 6 gün çalışıp, 5 bölüm çekiyoruz.
BA Her günde bir bölüm diyebiliriz.
ME Ama bir de şöyle düşünün, bir taraftan yazılıyor, bir taraftan çekiliyor, bir taraftan montajlanıyor. Fabrikasyon bant sistemi gibi düşünün. Her kez üzerine düşeni iyi yaptığı zaman ortaya güzel bir şey çıkıyor. Bir bölümün normalde montajlanması 30 saat sürüyor. Bir bölümün yazılması da 30 saat sürüyor. Çekilmesi yaklaşık 36 saat sürüyor. Ama ayrı ayrı bölüştürerek ve bir tempo içinde yapıldığı için ve vardiya usulü yapıldığı için yetişiyor.
BA Çekimler Ankara'da yapılıyor, bir Ankaralı olarak bu hoşumuza gidiyor. Ankara'nın atmosferik yapısından dolayı ışığının güzel olduğu söyleniyor. Işık ne demektir, Ankara'nın ışığını güzel yapan nedir?
ME Ankara'nın çok avantajları var. Dezavantajları da var, en büyük dezavantajı Ankara'da bir dizi sektörü yok. Onu biz oluşturmaya çalıştık, bu konuda çok zorluk çektik, çünkü yetişmiş insan gücü yok, teknik altyapı yok, bütün bunları biz kendimiz kurduk. Kendi elemanlarımızı yetiştirdik, kendi yönetmenlerimizi yetiştirdik. Montajcıları yetiştirdik, o çok zor oldu. Avantajları da şu, Ankara oyuncu kaynağı bakımından çok zengin, Devlet Tiyatrolarının Ankara'da tam 11 tane sahnesi var ve çok çok değerli oyuncuları var. Ankara'da oyuncu arkadaşların Ankara dışına işe gitmeleri çok zor. Kendi oyunları dışında kalan zamanlarda burada dizilerde çalışıyorlar, zamanları tükeniyor.
BA Oyuncularınızın eğitimli olması kaliteyi arttırıyor, zannediyorum.
ME Tabi günlük dizilerin bir zorluğu da sesli çekim yapıyoruz, zamanla yarışıyoruz. Yanlış anlamayın bize yetişmiş oyuncu lazım, bir mankene oyunculuk öğreteceğiz diye vakit kaybedemeyiz.
BA Sağ olun demek beni manken gibi görüyorsunuz.
ME Alaylı olup da çok yetenekli olan arkadaşlarımız da var. Bizim dizilerimizde de alaylı ve çok yetenekli arkadaşlar var ama %90 oranında Devlet Tiyatrolarından ya da konservatuvar mezunu gençlerle, bazen de konservatuvar öğrencileriyle çalışıyoruz. Biraz biz de eğitimden geçiriyoruz, çünkü tiyatro oyunculuğuyla dizi oyunculuğu biraz daha farklı ama özü aynı.
BA Oyuncuları siz mi seçiyorsunuz?
ME Tabi, bir senaryomuz var, o senaryodaki karakterleri hem tip olarak hem karakter olarak hem de yaş olarak uyacak kişileri seçiyoruz. Devlet tiyatroları oyuncularında zorlanmıyoruz, gençler de iyi eğitim almış olduklarından dolayı ilk başlardaki ufak tefek tökezlemelerden sonra çok güzel iş çıkarıyorlar. Zaten bizim konservatuvarlarımız çok iyi eğitim veriyor. Bizim de 20 yıllık tecrübelerimizle onlara destek veriyor ve yönlendiriyoruz.
BA Çalışma temponuzun arasında yemeğinizi düzenli olarak yiyebiliyor musunuz?
ME Kendi yemeğimizi kendimiz üretiyoruz, 5 tane aşçımız var onlar bize yemek hazırlıyorlar.
BA Sağlıklı besleniyorsunuz?
ME Tabi sağlıklı ev yemekleri yapılıyor. Gene de düzenli yemek saatlerimiz yok. En uygun zamanlarda öğlen ve akşam yemeklerimizi burada yiyiyoruz. Hatta oyuncu arkadaşlar burada kilo aldıklarını söylüyorlar.
BA Çok güzel sağlıklı beslenmek, fastfooda karşı çok önemli.
ME Bazen dışarının faasfoodunu özleyip dışarıdan yemek isteyen arkadaşlar oluyor. Ben uzun süredir hamburger yemedim, özledim diyorlar, arada bir dışarıdan böyle yiyenler de oluyor ama bizim yemeklerimiz Türk usulü ev yemekleri. Bu gün tavuk makarna var, dün patates, köfte...
BA Her gün kaç çeşit çıkıyor?
ME En az 3 çeşit çıkıyor.
BA Öğlen ve akşam için kaç kişilik yemek çıkıyor?
ME 270 kişilik yemek çıkıyor.
BA Beslenmek çok önemli, bravo iyi iş yapıyorsunuz. Evde yemekleri kim yapıyor?
ME Evde yemek yemiyoruz, sadece 7 yaşındaki oğlum için küçük kaplarda küçük yemekler yapılıyor. Biz evde en fazla, meyve, kuruyemiş, çay, kahve türü şeyler yiyip içiyoruz.
BA Siz yemek yapmayı biliyor musunuz?
ME Ben çok az bilirim, iyi pilav yaparım, onun haricinde fazla bir bilgim yok.
BA Pilav yapabilen her şeyi yapar derler.
ME Yok benim çok fazla yemek bilgim yok, eşimin de fazla yemek bilgisi yok. En son yeni evlendiğimizde kurabiyeler börekler yapardı ama şimdi zaman yok onu da yapamıyor.
BA Bu çekimler esnasında yemekle ilgili başınıza enteresan bir olay geldi mi?
ME Biz de sahneler sıralı çekilmiyor. Yemekle ilgili olarak oyuncularımız kostüm değiştirerek 8 defa kahvaltı sahnesi çekmiştik.
BA Yani aynı yemeği kullanarak birden çok sahneyi bir defada çekiyorsunuz?
ME Aynı yemek olması gerekmez. Mesela 30. bölümün akşam yemeği sahnesi çekiliyor, sonra 31. bölümün, 32. bölümün yemek sahnesi çekiliyor. Oyuncu arkadaşlar her sahnede bir iki lokma yemek yiyince çekim sonu ben yemek yemeyeceğim doydum diyor. Bir sahnede yemek, bir sahnede tatlı, meyve derken 5-6 çeşit yemiş oluyorlar, gerçek yemeği yiyemiyorlar.
BA Yemekler bu mutfakta mı yapılıyor?
ME Burası değil, daha büyük profesyonel mutfağımız var, 200 metre kare, orada yapılıyor.
BA Yapılan yemekleri sette kullanıyorsunuz değil mi?
ME Tabi, aynı yemekler. Yalnız bazen senaryo da özel olarak yemek adı geçiyor, mesela karnıyarık iyi yapar deniyor, ya da zengin aile sofrası göstermemiz gerekiyor, bizimkilere ilaveten 3-5 çeşit ilave yemek alıp sofraya koyuyoruz.
BA Mesela şeker hala yemek yapıyor, bakıyorum ocak yanıyor gerçekten yapıyor, böyle sahneler için mutfak mı kuruyorsunuz?
ME Onlar hep plato.
BA Ama su akıyor, ateş yanıyor...
ME Tabi lavabosu, ocağı hepsi kuruluyor. Mesela unutma beninin platosu 1000 metre kare, yan yana, 4 ev, 2 tane işyeri, 1 tane kafe var. Bir evde ne gerekiyorsa, çamaşır makinesinden, bulaşık makinesine kadar hepsi konuluyor.
BA Bağlantıları da var değil mi?
ME Tabi hepsi çalışabilir hale getiriliyor. Çünkü senaryoda bunlar kullanılıyor.
BA Çok da inandırıcı oluyor, mesela çorba karıştırıyor, gerçek çorba karıştırıyor, gerçek börek yapıyor. Zaten inandırıcı olduğu için ilgi çekiyor, halk kendinden bir şeyler buluyor.
ME Seyircinin kendini bir karakterle özdeştirmesi çok arzu ettiğimiz bir durumdur.
BA Ben kendimi şeker halayla özdeştirmiştim.
ME Her kesin karnını doyurmak gibi, her kesin ihtiyaçlarını gidermek gibi bir özelliği var.
BA Şeker hala hiç evlenmemiş mi, çok merak ediyorum?
ME Hiç evlenmemiş. Hayatını yeğenlerine adamış, onlara annelik yapmış. Bu böyle ama yarın bürgün senaryoda hiç işlenmemiş konulara girilir.
BA Açık kapı bırakıyorsunuz?
ME tabi senaryo gereği belki de evlenmiş ve boşanmış da olabilir.
BA Sizin en çok sevdiğiniz yemek hangisi?
ME Ben baklagilleri çok seviyorum, kuru fasulye, pilav. Özellikle esnaf lokantalarında kuru fasulye pilav yemeği çok seviyorum. Benim bir de sıkıntım var, tavuk yiyemiyorum, balık yiyemiyorum, sakatat yiyemiyorum. Etle ilgili sadece döner ve köfte yiyebiliyorum. O yüzden de benim yemek işim biraz sıkıntılıdır. Çorbanın her çeşidini çok seviyorum, salata yiyorum.
BA Fit görünüyorsunuz, dikkat ediyorsunuz yani.
ME Teşekkür ederim, son 10 yıldır kilomu korumaya çalışıyorum.
BA Anladığım kadarıyla fastfoodu onaylamıyorsunuz?
ME Yediğime dikkat ediyorum, çok yağlı yemiyorum, eti haftada bir kere yesem yeterli görüyorum.
BA Evladınızın yediğine de dikkat ediyor musunuz?
ME O maşallah benim yemediğimi de yiyor mesela balığı seviyor. Annesi peynir yemiyor o da yemiyor. Ama süt ve yoğurtla arası çok iyi.
BA Mehmet Bey bundan sonra ne gibi projeleriniz var?
ME Sinema filmi çekmek istiyorum, ama televizyon için ne iş yaparsak yapalım en iyisini yapalım. Genelde drama çekiyoruz...
BA Komedi düşünmüyor musunuz?
ME Çok istiyoruz ama komedinin kendi çapında zorlukları var. Sonra komedi seyircisi dramdan daha az. İlk hedefimiz her zaman kanalı zarar ettirmemek oluyor.
BA Çalışmak istediğiniz bir sanatçı var mı?
ME Türkiye'de çok beğendiğimiz ve beraber çalışmak istediğimiz çok fazla sanatçı var. Mesela bir Şener Şen'le kim çalışmak istemez? Ama ben daha önce çalıştığım ve tanıdığım arkadaşları ilk başta tercih ediyorum.
BA Mehmet Bey çok teşekkür ederim, vakit ayırdınız.
ME Ben çok teşekkür ederim.
|
|
Mehmet Erişdi, MGA Yapım Tarifleri Söyleşiler
|
|