Aysu HATİPOGLU - Orhan BATMAN
Günümüz Anadolu toplumunda, İslami ölçülere riayet etmeye çalışan ancak nasıl yapacağı konusunda bir fikri olmayanlar ve dini kaygı içerisinde olmayıp, çevrede uygulanan adetleri hiçbir kritiğe tabi tutmadan olduğu gibi uygulayanlar olmak üzere iki farklı eğilim vardır.
Örf ve adetler oluşurken, din başta olmak üzere pek çok şeyden etkilenmektedir. Dini görünümlü olan adetlerin, dine ne kadar uygun olduğu ya da dine ters gibi görülenierin dinden ne kadar uzak olduğu tartışılabilir. Yani; toplum bazen bilmeden bir dinin gereklerini örf ve adet olarak yerine getiriyor ya da eski bir adetin din kalıbına sokulmuş halini din diye uyguluyor olabilir.
Anadolu medeniyetler beşiği bir coğrafya olduğu için bu durumla sıkça karşılaşmak mümkündür. Çünkü Anadolu kültürünün temelinde Bizans kültürü, eski Türk inançları, Arap kültürü ve etkili bir şekilde İslam kültürü vardır. Bin yıla yakın, İslam kültürüyle iç içe olan bu bölgenin insanı, İslam'ı o kadar özürusemiştir ki bilmeden ve farkına varmadan İslam'ı yaşamakta ancak bunu bir örf ve adet olarak yapmaktadır. Toplumu katı tutumlara sevk eden dini örf ve adederin incelenmesi ve bunların kökenierinin İslam'a mı yoksa ondan önce ya da sonraki bir kültüre mi dayandığının tespit edilmesi önem arz etmektedir.
Dolayısıyla, bir adeti uygulayan ya da terk eden kimse, neyi uyguladığı veya neyden vazgeçtiğini bilerek yapacak ve dinden olmayan bir hususu din olarak kabul etmeyecektir.
Türk toplumu örf ve adetlerini oluştururken, dini ön plana almış ya da onu arkasında bir destekçi olarak görmek istemiştir. Nüfusun büyük bir çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu bir toplumda bu normal bir durumdur.
İnanç olgusunu mutfak kültürümüzle ilişkilendirmeden önce mutfak kültürünün tanımının yapılmasında yarar vardır. Mutfak kültürü, besienmeyi sağlayan yiyecek, içecek türleri ve bunların hazırlanma, pişirilme, saklanma ve tüketilme sürecini; buna bağlı olarak mekan ve ekipmanı, yeme-içme geleneği ile bu çerçevede gelişen inanış ve uygulamalardan oluşan bütünsel ve kendine özgü bir yapıyı anlatır [2]. Tanımın içinde de yer verildiği üzere yiyecek ve içecek türleri; gelenek ile bu çerçevede gelişen inanış ve uygulamalardan oluşur.
Ancak hangi yiyeceklerin sadece adet olduğu üzere yapılıp tüketildiği; hangilerinin dini hükümler tarafından yapılmasının emredildiği konusu çok karıştırılmaktadır.
|